- 15 Ara 2019
- 648
- 877
- 49
- Cinsiyetiniz nedir?
- Bay
Değerli forum ailesine önce hayırlı bayramlar dilemek isterim..Tüm forum ailesinin Kurban bayramı mübarek olsun.
Daha sonra Elif’imle hasretime son verişimi elimden geldiği, gönlümden geçtiği, dilimin döndüğü kadar anlatmaya çalışayım.
Elif’imle görüşmeyeli uzun bir ara olmuştu. Artık bu uzun arayı hasreti gidermek lazım diyerek Bayram öncesi ben kendi bayramımı yaşamak için Elif’im ile wp üzerinden iletişime geçtim. Tabiki her zaman ki gibi çok çabuk geri dönüş yaptı. Kendisine burdan tekrar tekrar teşekkür ederim.
Ve gün bugün. Sabah olmuş gün aydınlanmıştı. Kalkıp hazırlanmanın vakti gelmişti. Kalkıp duşumu alıp bütün hazırlıklarımı yaptıktan sonra yola çıktım. Önce karadan sonra denizden derken yavaş yavaş Elif’imin tabiri caizse kuş yuvası gibi samimi ve sıcak evinin yolunu tutmaktı. Heyecan gittikçe artıyordu.
Artık bayram öncesi yani bugün arefe günü benim ilk bayramım olacak. Çünkü her şeyi ile harika olan Elif’im ile tekrar buluşmanın heyecanı içime girmişti artık. Ve soluğu kapısında aldım. Elif’im geldim dedim kapı açıldı sessiz, yavaşça hedefe doğru çıktım. Kapı açık bu pandemiden dolayı yine ilk girişte sarılamadım. Hemen lavabonun yolunu tuttum el yüz yıkandı ve işte o an hoş tatlı kadına o yumuşak tene sarılma vakti bal dudaktan öpme zamanı gelmişti.
Her zaman ki gibi narin yumuşak öpücüklerle hoş geldin dedi. Tabi bende tatlı tatlı eşlik ettim.
Elif gerçekten çok naif çok tatlı ve bir o kadar da güzel ki ve hele o gülüşü yok mu samimi içten, zaten o gülüşü görünce mutlu olmamam için neden kalmıyor bana.
Geçtik salona eline sağlık aparatlıkları hazırlamış. Hemen ne içmek istediğimi sordu sağolsun. Soğuk bir su rica ettim. Ve içtikten sonra biraz kendime geldim. Göz göze geldik. Yaaa
o kadar tatlı ve naif ki dokunsan kırılacak gibi insan sevmeye kıyamıyor. Yumuşak yumuşak sarıldım durdum. Yanakları pamuk gibi, dudakları bal öp öp doymuyor insan o kadar tatlı.
Uzun zaman olmuştu. Başladık sohbet etmeye. İnsanın içine işleyen o güzel sesi ve türkçesiyle sanki trapiye gelmiş gibi, dinledikçe insan huzur buluyor, sesindeki o ahenkte. Elif farklı biri onda henüz çözemediğim bir çekim gücü var. Karşısında kim olursa olsun etkilenmemesi imkansız bir şey. O kadar ki yanından ayrılmak istemiyor insan.
Sohbet ediyoruz. Elif spora gidiyor. Spordan ve yaptıkların bahsetti. Yaptığı hareketlerin zorluğundan ne kadar efor sarfettiğinden bahsetti. Ve bir kaç hareket gösterdi bana. Yaparken ben bile zorlandım. Elif’ime helal olsun hepsinin üstesinden geliyor. ( Bu arada hocaya sesleniyorum belki duyar. O hareketle on kilo kaldırmak ne demek hocam ben bile kaldıramam) bu hocaya sitem di. Elif’ime fazla yüklenme o zaten oldukça fit....
Ve artık kuş yuvasına çıkalım mı deyince birden heyecanlandım. Beklediğim an gelmişti. Duşlarımızı almış hazır kıta bekler misali Elif önden ben arkadan o muhteşem manzarayı seyrederek merdivenlerden çıkmaya başladık.
Ufak dokunmalar pamuk teninde gezinmek mis kokusunu içime çekmek ve kiraz dudaklarla buluşmak. O kadar güzel o kadar yumuşak öpüyor ki tadına doyum olmuyor. Çok güzel sevişiyor bende ayak uydurmaya çalışıyorum. Seviştikçe sevişesi geliyor insanın bırakmak istemiyor hele dudakları öpüşmesi o kadar tatlı ki, ( sevdiğin bir şey olur yedikçe yersin) işte öyle öptükçe öpüyorsun ayrılamıyor dudak dudaktan. Ama yavaş yavaş bal kutusuna doğru gitme vakti gelmişti. Her ikimizde bir birimizin uzun uzun tadına baktıktan sonra Elif’im spora gideceği için yorulmasını istemedim ve sevdiğim pozisyon olan misyonerle başlayıp ve bitirdik.
Güzelce duşlarımızı alıp salona geçtik. Elif’im yine sana kahve yapayım dedi, kıramadım olur dedim. Bir müddet sonra geldi türk kahvesiyle köpüklü görünce maşallah
dedim. Tadı nasıldı diyorsunuz şimdi inanın bir çok Türk kızını dize getirir. Gem lezzet hem tad olarak gerçekten çok güzel bir kahveydi afiyetle içtim. Eline sağlık Elif’im ellerin dert görmesin.
Kahveden sonra tatlı vakti gelmişti. Tatlı yeme mekanımıza doğru yine heyecan dolu olarak yavaş yavaş çıktık. Elif’imin bir uzanışı var inanamazsın. Saatlerce izle o muhteşem manzarayı. Siyahlar içinde. Ne kadar da yakışıyor siyah, bir içim su
doğrusu içmeye doyamaz insan öyle duru, öyle saf, öyle berrak içtikçe iç beni diyor doymadan, bıkmadan, usanmadan. İnanın o siyahları çıkarasım gelmedi. Ama insan da nefis denen bir olay varya,
hadi çok baktın çıkar artık diye dürtüveriyor insanı ve bende dayanamadım bir çırpıda çıkarıverdim. Yukarıda biraz detay verdiğim için burda fazla girmek istemiyorum ama harika olduğu nefis olduğunu enfes olduğunu unutulmaz anlar yaşadığımızı söylemeden edemeyeceğim her şey çok ama çok güzeldi. Unutulmaz dı....
Ben duşun yolunu tuttum ama bu veda duşuydu maalesef. Duşumu alıp üzerimi giydikten sonra son sohbetimizi yapıp, istemeyerek olsa da müsaade istedim. Kapı önünde son veda öpücüğümü alıp uçarak geldiğim yollardan bir kağnı misali geri dönüyordum...
Elif’im sana ne kadar teşekkür etsem az kalır. O kadar tatlı, o kadar güzel, o kadar naifsin ki inanılmazsın. Yapmacık değilsin, doğallığın ta kendisisin. İnsan öpmeye, koklamaya, bakmaya doyamıyor sana. Kuğu gibi alımlı ve bir o kadar da asilsin. Değerlisin ve seviliyorsun Elif’im.
Her şey gönlünce olsun. Tekrar tekrar görüşmek üzere diyor bir virgül , koyup nice görüşmelerde buluşmak üzere diyor, kocaman öpücüklerimi gönderiyorum..




























Daha sonra Elif’imle hasretime son verişimi elimden geldiği, gönlümden geçtiği, dilimin döndüğü kadar anlatmaya çalışayım.
Elif’imle görüşmeyeli uzun bir ara olmuştu. Artık bu uzun arayı hasreti gidermek lazım diyerek Bayram öncesi ben kendi bayramımı yaşamak için Elif’im ile wp üzerinden iletişime geçtim. Tabiki her zaman ki gibi çok çabuk geri dönüş yaptı. Kendisine burdan tekrar tekrar teşekkür ederim.
Ve gün bugün. Sabah olmuş gün aydınlanmıştı. Kalkıp hazırlanmanın vakti gelmişti. Kalkıp duşumu alıp bütün hazırlıklarımı yaptıktan sonra yola çıktım. Önce karadan sonra denizden derken yavaş yavaş Elif’imin tabiri caizse kuş yuvası gibi samimi ve sıcak evinin yolunu tutmaktı. Heyecan gittikçe artıyordu.
Artık bayram öncesi yani bugün arefe günü benim ilk bayramım olacak. Çünkü her şeyi ile harika olan Elif’im ile tekrar buluşmanın heyecanı içime girmişti artık. Ve soluğu kapısında aldım. Elif’im geldim dedim kapı açıldı sessiz, yavaşça hedefe doğru çıktım. Kapı açık bu pandemiden dolayı yine ilk girişte sarılamadım. Hemen lavabonun yolunu tuttum el yüz yıkandı ve işte o an hoş tatlı kadına o yumuşak tene sarılma vakti bal dudaktan öpme zamanı gelmişti.
Her zaman ki gibi narin yumuşak öpücüklerle hoş geldin dedi. Tabi bende tatlı tatlı eşlik ettim.
Elif gerçekten çok naif çok tatlı ve bir o kadar da güzel ki ve hele o gülüşü yok mu samimi içten, zaten o gülüşü görünce mutlu olmamam için neden kalmıyor bana.
Geçtik salona eline sağlık aparatlıkları hazırlamış. Hemen ne içmek istediğimi sordu sağolsun. Soğuk bir su rica ettim. Ve içtikten sonra biraz kendime geldim. Göz göze geldik. Yaaa

Uzun zaman olmuştu. Başladık sohbet etmeye. İnsanın içine işleyen o güzel sesi ve türkçesiyle sanki trapiye gelmiş gibi, dinledikçe insan huzur buluyor, sesindeki o ahenkte. Elif farklı biri onda henüz çözemediğim bir çekim gücü var. Karşısında kim olursa olsun etkilenmemesi imkansız bir şey. O kadar ki yanından ayrılmak istemiyor insan.
Sohbet ediyoruz. Elif spora gidiyor. Spordan ve yaptıkların bahsetti. Yaptığı hareketlerin zorluğundan ne kadar efor sarfettiğinden bahsetti. Ve bir kaç hareket gösterdi bana. Yaparken ben bile zorlandım. Elif’ime helal olsun hepsinin üstesinden geliyor. ( Bu arada hocaya sesleniyorum belki duyar. O hareketle on kilo kaldırmak ne demek hocam ben bile kaldıramam) bu hocaya sitem di. Elif’ime fazla yüklenme o zaten oldukça fit....
Ve artık kuş yuvasına çıkalım mı deyince birden heyecanlandım. Beklediğim an gelmişti. Duşlarımızı almış hazır kıta bekler misali Elif önden ben arkadan o muhteşem manzarayı seyrederek merdivenlerden çıkmaya başladık.
Ufak dokunmalar pamuk teninde gezinmek mis kokusunu içime çekmek ve kiraz dudaklarla buluşmak. O kadar güzel o kadar yumuşak öpüyor ki tadına doyum olmuyor. Çok güzel sevişiyor bende ayak uydurmaya çalışıyorum. Seviştikçe sevişesi geliyor insanın bırakmak istemiyor hele dudakları öpüşmesi o kadar tatlı ki, ( sevdiğin bir şey olur yedikçe yersin) işte öyle öptükçe öpüyorsun ayrılamıyor dudak dudaktan. Ama yavaş yavaş bal kutusuna doğru gitme vakti gelmişti. Her ikimizde bir birimizin uzun uzun tadına baktıktan sonra Elif’im spora gideceği için yorulmasını istemedim ve sevdiğim pozisyon olan misyonerle başlayıp ve bitirdik.
Güzelce duşlarımızı alıp salona geçtik. Elif’im yine sana kahve yapayım dedi, kıramadım olur dedim. Bir müddet sonra geldi türk kahvesiyle köpüklü görünce maşallah

Kahveden sonra tatlı vakti gelmişti. Tatlı yeme mekanımıza doğru yine heyecan dolu olarak yavaş yavaş çıktık. Elif’imin bir uzanışı var inanamazsın. Saatlerce izle o muhteşem manzarayı. Siyahlar içinde. Ne kadar da yakışıyor siyah, bir içim su


Ben duşun yolunu tuttum ama bu veda duşuydu maalesef. Duşumu alıp üzerimi giydikten sonra son sohbetimizi yapıp, istemeyerek olsa da müsaade istedim. Kapı önünde son veda öpücüğümü alıp uçarak geldiğim yollardan bir kağnı misali geri dönüyordum...
Elif’im sana ne kadar teşekkür etsem az kalır. O kadar tatlı, o kadar güzel, o kadar naifsin ki inanılmazsın. Yapmacık değilsin, doğallığın ta kendisisin. İnsan öpmeye, koklamaya, bakmaya doyamıyor sana. Kuğu gibi alımlı ve bir o kadar da asilsin. Değerlisin ve seviliyorsun Elif’im.
Her şey gönlünce olsun. Tekrar tekrar görüşmek üzere diyor bir virgül , koyup nice görüşmelerde buluşmak üzere diyor, kocaman öpücüklerimi gönderiyorum..



























