Referans noktası, bakış açısı, muhakeme…
Anlamsal olarak birbirleri ile farklı gözükseler de aralarında ciddi bir bağ olduğu muhakkak.
Hayatımızı anlamlı, derin kılmaksa çabamız... Bu kavramları irdelemekte ciddi bir fayda olduğu kanaatindeyim.
Her şey üstünüze üstünüze geliyorsa, belki de siz ters gidiyorsunuzdur, der Dostoyevski.
Büyük resmi görmek için ilk önce görmeyi öğrenmek gerek. Neyi görmesi, neyi karşılaştırması, neyi muhakeme etmesini bilmeli insan. Yoksa, sözde herkes büyük resimci…
Hindistan’da çok ünlü bir ressam varmış…
Herkes bu ressamın yaptıklarını kusursuz olarak nitelermiş...
İsmi “Renklerin Ustası” anlamına gelen Ranga Çeleri olsa da herkes kendisine kısaca Ranga Guru dermiş.
Günlerden bir gün,
Onun yetiştirdiği ressam olan Raciçi artık eğitimini tamamlamış ve son resmini yaparak Ranga Guru’ya götürerek ondan resmini değerlendirmesini istemiş.
Ranga Guru ise...
Sen artık ressam sayılırsın Racaçi, artık senin resmini halk değerlendirecek, diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve görünen en güzel yerine koymasını istemiş. Yanına da kırmızı bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş.
Raciçi, Ustasının dediğini yapmış ve birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki, tüm resim çarpılar içinde ve neredeyse görünmüyor…
Çok üzülmüş tabii. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki..
Alıp resmi götürmüş Ranga Guru’ya ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş. Ranga Guru üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş.
Raciçi yeniden yapmış resmi ve gene Ranga Guru’ya götürmüş. Resmi, tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş Ranga Guru.
Ama bu defa yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya ve birkaç fırçayla birlikte insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı da bırakmasını istemiş.
Raciçi denileni yapmış…
Birkaç gün sonra gittiği meydanda görmüş ki, resmine hiç dokunulmamış, fırçalar da boyalar da kullanılmamış.
Çok sevinmiş ve koşarak Ranga Guru’ya giderek resme dokunulmadığını anlatmış..
Ranga Guru ise;
Sevgili Raciçi, Sen, birinci konumda insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün.
Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.
Oysa ikinci konumda onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını talep ettin.
Yapıcı olmak eğitim gerektirir!
Hiç kimse, bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmadı, cesaret edemedi, demiş ve....
Raciçi'ye mesleğinde usta olmasının yetmeyeceğini, bilge olması da gerektiğini...
Emeğinin karşılığını ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamayacağını,
Onlara göre emeğinin hiç bir değeri olmadığını öğütlemiş ve son uyarısıyla da noktayı koymuş.
Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma!